Hayatımdaki eşiklere sahip çıkarak 17 Nisan 2017 Pazartesi akşamı Kaleiçi’nde Karaf Bistro’da inadına masal anlatmaya niyet etmiştim. Bu niyetimi masal dinlemek isteyen kulaklara armağan ettim.
Hayalci bir kadının masalı ile hikayelerin, zihnimize ve davranışlarımıza olan etkisini deneyimledik önce. Bir ateşin etrafında çember kuran halkın, hikayeler dinlemek için nasıl da yanıp tutuştuğunu hissettik. Sonra baktık, daha dün ülke olarak bir eşik atlamışız. Endişelerimiz boyumuzu aşmış ve küçücük kalmışız. Durur muyum? Durmam!
Gün bir şekilde akacak hayatından,
Sen tut kendi yaşamından,
Bir sonraki adımsa aklında olan,
Kaçırırsın an’ın anlamını her an…
dedim ve karşımdaki kulaklar artık daha huzurluydu.
Sonra içime baktım, endişe yerini ufak bir korkuya bırakmıştı. Heybemden çıkarttım duvardan gelen korkutucu sesin masalını. Anlattıkça korkum azaldı ben çoğaldım. Bir baktım dinleyicinin gözleri parlıyor. Sanırım onlar da artık cesaretle korktukları şeylere “Gel!” diyecekler…
Ve artık; hızlı akan hayatta, kaçırdığımız küçük sokaktaki, tohum dükkanına girme vakti gelmişti. Endişemizi, korkumuzu bırakıp, cesaretimizle içimizdeki tohumu büyütmemiz gerekiyordu.
Yüreğimden umudun tohumunu çıkartıp beni dinleyenlere verdim. Ve artık biliyorum ki; o tohumlar ekildi, sulanıyor, büyük bir sevgi ile büyütülüyor.
Mayıs ayında başka masallarda görüşmek üzere (:
Fotoğraflar için can içim dostum Sevgim‘e kocaman teşekkürler (:
Bir cevap yazın