Akdeniz’in kıyısında küçük bir şehirde doğdum, emekledim, yürüdüm ben. Sonra her şey gibi herkes gibi ben de büyüdüm. Ama Akdeniz’in dalgaları çocukluğumun elini hiç bırakmadı ve hala da onunla beraber yürüyor.
Bu yolculukta yolumun Judith Malika Liberman ile kesişmesi, büyüttüğüm umudumun sesi oldu. Küçük bir kız çocuğuyken en iyi bildiğim şey hayal kurmaktı ve bu hayale inanmaktı. Büyüyünce bunun yanlış olduğunu söylediler. Sessiz bir şekilde hayal kurmaya devam ettim. Sonra Judith bir gün dedi ki; “Mitosu uyandır ve onunla beraber yürü. Hayal edersen, hayret edersen anlatacağın bir masalın olur.”
O söylediğinden bu yana, içimdeki çocuğun elini daha sıkı tutarak hayret ediyor ve adımlıyorum. Bulutların ve Toros’ların masallarına kulak veriyorum. Masalların simgesel yolculuğunda kaybolup kendimi bulmak beni büyütüyor ve bu sihirli döngünün bir parçası olduğum için şükran duyuyorum. Ama kahramanımız bu yolculukta yeni bir yola girmek istiyor. Yollarda olan Öykü, hem bisikletiyle hem hayalleriyle hem çocuk gülüşleri ile hikayesine yeni hikayeler eklemek istiyor.
Bu yolculukta benim elimden tutarsanız, kahramanın dönüşümüne yardımcı olmuş olursunuz. Ve ben bu yolculuğa keşfetmek için çıkmak istiyorum. Yeni yerlere yeni gözlerle bakabilmek istiyorum.
Yavaşlıyorum, dinliyorum, fark ediyorum, hissediyorum ve paylaşıyorum…
Çünkü; hayatımın masalım olduğunu biliyorum.