Son aylarda koyu bir sabaha uyanıyorum, uyanmaya çalışıyorum. Saatleri geriye saramadığım için, uyku bedenime birkaç beden küçük geldiği için, insanlar “sevgi”yi ne yazık ki hissedemediği için gibi sebeplerden dolayı bu koyu sabahlar iyice keskinleşiyor.
Elim her zaman uzanıyor bir kitaba, bu aralar en çok da masal kitaplarına. Bazen Anadolu’da dolaşıyorum, çekiyorum o coğrafyanın kokusunu içime, bazen de bir Avrupa ülkesinde ya da Hindistan’da adımlıyorum eşsiz hikayeleri deneyimlerken.
Heybeme attığım her hikayeyi sürekli anlatıyorum. Sokaktaki kedilere, evimizin köşesinde dolaşan “muhtar” adını koyduğumuz kahverengi köpeğe, kardeşimin verdiği ve büyük bir titizlikle ektiğim maydanoz tohumlarına, en çok da öykümüzü paylaştığım koca yürekli adama…
Okulun yoğun iş temposu, insanların kalabalık sesleri, sokağın çığlıkları, ülkenin siyahlığı derken sığındığım ve içimi sıcacık yapan en özel şey öğrencilerimin gözlerindeki saf sevgi… Uzun süredir hayalini kurduğum şeylerden birisi de okullarda “masal saati” dersinin olmasıydı (en azından kendi okulumla başlamak bana düşen görevdi). Ve 1 yıldır o kadar başlarını ağrıttım ki ve onlar da bana o kadar inandılar ki sonunda süreklilik sağlayabildiğim bir uygulama başlamasına vesile oldum. Ve kendimi çok şanslı ve gururlu hissediyorum.
Artık okul öncesi öğrencilerime her ay düzenli olarak “Masal Atölyesi” yapıyorum. Her aya bir tema belirliyorum ve seriyorum masal battaniyemi, yakıyorum mumu, alıyorum sihirli kaplumbağamı yanıma ve müziksiz olur mu? Sıcacık bir çember kuruyorum o içten gözlerle. Onlarla beraber masal diyarının kapısını açıyoruz, yürüyoruz büyülü ormanda, hiç korkmadan adımlıyoruz tüm kahramanlığımızla… Sevgiyi, arkadaşlığı, paylaşmayı, yardımlaşmayı, barışı inadına barışı anlatıyorum onlara… En sonunda gökten üç elma düşüyor mutlaka, onların hakkını hep veriyorum. Onlar da haklarına hep sahip çıksınlar, hiç boyun eğmesinler diye!
Ve artık şehrimde daha da çok çocuğa ulaşabilmek adına kafamda koşuşturan projeleri çıkarttım heybemden koydum masama. Hepsi rahat bir nefes aldı. Yakında başlarlar sizinle de konuşmaya.
O zamana kadar ve hep masallarla kalın olur mu?
Öykü…
Sevilmek isteyen bir kirpiyi anlattım bu ay onlara. Nasıl da sabrettiler, korkusuzca beklediler ve bir kirpiyi sevmenin güzelliğini yaşadılar (:
Masal battaniyem sevgili Kübra’nın ve ailesinin ellerinin emeği gözlerinin nurudur. Yürekten sarılıyorum onlara (:
Gelecek ay başka bir masalda görüşmek üzere (:
haberin devamı için buraya bakabilirsin (: