Merhaba, güzel gözleriyle bu satırları
okuyan ve dinlemeye hazır kulaklarıyla sesimi dinleyen sevgili sen...
Bu, senin için yazdığım ilk mektup
sanıyorsun ama aslında her an bir şeyler fısıldıyorum sana. Mesela iyi ki,
varlığına şahidim. Düşünsene sen olmasaydın mutfağının pencere önünde duran
fesleğene kim can suyu verecekti? Sen olmasaydın bahçendeki kediye, kuşa kim
sevgi verecekti? Sen olmasaydın yan odadan sana ihtiyacı olduğunu haykıran
kardeşe kim sarılacaktı? Sen olmasaydın komşun Hüsniye ablanın kapısını çalan
olmayacaktı. Sen terzi Hüseyin abiye çay demleyip, o çayı termosla götürensin,
sen Ayla ablanın yufka dükkanının önünden geçerken, yeni çıkmış yufka
kokularına adımlayıp, zamanla dans edensin. Belki de bir ülkede yapayalnız
kalansın, balkonsuz olansın ve pencerenin dış köşesine yuva yapan kırlangıçları
fark edemeyensin? Belki sevdiklerinden uzakta, bir sese ihtiyaç duyansın? Ve ne
olursa olsun sen, kalbinin kahkahalarını dudaklarınla buluşturan ve kahkahaları
kulaklarına kavuşturansın. Sen gözlerinde bir dünya yaratan ve iyiye, güzele
odaklanıp özünle bağlantı kuransın. Hayalle gerçeğin karıştığı bu günlerde,
gerçekle hayali bin bir renge boyayan ve her şeyin mümkün olduğuna inanansın.
Ve ben ne şanslıyım ki, bu satırları sana yazıyorum.
Son Yorumlar