Merhaba,
evet bu etkinlik yazısının bendeki önemi ayrı tılsımlı.
1 yıldır veganım ve bu yıl Didim’de 3. yılı olan vegan festivaline hikaye anlatmam için ben de davet edildim.
Onur’un konuşmacı olarak davet edildiği bu festivalde ben de hikayemi paylaşma alanı bulmuş oldum.
Kalbimdeki onca hikayenin arasından son dönemde beni değiştiren ve bana dönüşen Güneş’in Doğuşu masalımı paylaşmak istiyordum, çünkü biliyordum ki ben yüreğimde saklanan hikayemi ve şarkımı paylaşırsam aydınlanacak çevrem.
Onur, motive edici dayanaklarla Yeni Dünya’ya doğru veganlığı paylaştı, tutumlarımızın her şeyi dönüştürme gücünden bahsetti. Ve aynı saksağan gibi şarkımızı söylemeye devam etmeliyiz, dedi.
Çıktım sahneye, masal diyarının kapısını açtık beraber dinleyenlerle.
Denizin siyah, toprağın çatlak, kupkuru, gökyüzünün karanlık olduğu bir dünyada saksağan kuşunun masalını anlattım hem kendime hem dinleyenlere. Yaprakları dökülmüş, meyvesi bile olmayan bir nar ağacının kuru dalına konan ve yüreğindeki şarkıyı her şeye, herkese inat söyleyen saksağanı anlattım onlara.
Alay eden insanlara inat yüreğindeki şarkıyı söyleyen saksağanı anlattım.
Ve karanlık göğün ince bir çatlakla başlayıp, gittikçe büyüyen çatlaklarından ve arkasından aydınlığın Güneş’in doğduğunu anlattım. Denizin mavisine kavuştuğunu, toprağın yeşillendiğini, rengarenk çiçeklerine kavuştuğunu, ağaçların yapraklandığını, çiçeklendiğini ve meyvelerini sunduğunu anlattım onlara ve kendime. Hayvanların, insanların ve doğanın el ele yaşadığını, başka bir dünyanın mümkün olduğunu anlattım.
Ve hep birlikte söyledik şarkımızı, vegan bir dünya mümkün, buna inanıyoruz ve şarkımızı söylemeye hep devam edeceğiz.
……………..
o tılsımlı anları ölümsüzleştiren Ahmet Refik‘e çok teşekkürler.
Bir cevap yazın