Birgün telefonun o en sevdiğin melodiyle çalar. Açarsın telefonu ve karşında yumuşacık bir ses sana “Merhaba” der.
Adı Özgür’dür, sesinin tonunda hissedersin o aydınlığı.
Bir hayalinden bahseder Özgür, kütüphanesiz okul olmasın, masal anlatmayan öğretmen, masal dinlemeyen çocuk kalmasın diye.
İçin kıpır kıpırdır çünkü evreni aynı pencereden izlediğin, hayallerine inanan ve bu hayali için adım atan insanlar gördükçe iyice heyecanlanırsın. “Sen de bizimle orada olur musun? O öğretmenlerle aynı hayali paylaşır mısın, bize masal anlatır mısın?” diye sorar sana. Yüreğinin en içinden “Evet!” dersin.
…
Ve gün gelir. Karanlık göğün ardındaki aydınlığı herkesle paylaşmak için yola çıkarsın. Hayatını öğrencilere, öğrenmeye, paylaşmaya adayan sen, bu sefer aynı heyecan için orada bulunan dokuzyüz öğretmene dersin ki;
“Öğretmen bir sığınaktır, bir topraktır. Kendime kök salabilmem için ihtiyacım olan topraktır. Bana güvenmeyi öğretendir.
Öğretmen denge kurandır. Anlatandır ve dengeyi korumak için can kulağıyla dinleyendir.
Öğretmen ilham kaynağıdır, öğretmen şifacıdır. Oynayandır, oynatandır; rutini sevendir, rutinden çıkandır öğretmen… Karşılaştığı mucize kapılarını öğrencileriyle paylaşan, ilham olandır.
Ve öğretmen kahramandır. Kendi hikayesinin kahramanıdır ve öğrencilerinin de kendi hikayelerini yaratmaları için onlara rehber olandır.”
Hayatın masalındır, dersin
ve
sonra da açarsın masal diyarının kapısını sihirli sözcüğünle.
Anlattığın hikayeye önce sen inanırsın, önce sen görürsün, sen duyarsın, sen hissedersin. Ve bir bakmışsın ki sen şarkını söylerken dokuzyüz öğretmen seninle tek yürek olmuş hikayende seninle beraber yol alıyordur.
İşte bu bir masaldır.
Yola çıkarak masalını başlatırsın ve bilirsin ki; yol açıktır.
Ve derler ki;
karanlıklar mutlaka çıkıyor aydınlığa, inan, vazgeçme;
sen şarkını söyle.
Sesin hiç susmasın!
_ _ _ _ _
Eğer sen de dinlemek, aydınlığı içinde hissetmek ve şarkımı söylemek istersen youtube kanalımdan masalımı dinleyebilirsin.
Ve proje ile ilgili çıkan habere de buradan ulaşabilirsin.
Güzel fotoğraflar için de sevgili Erva’ya teşekkür ediyorum (:
Aynı hayali aynı sahneyi paylaştığım;
sevgili;
Seyyar Masalcılar, Nazlı Çevik Azazi, Prof. Dr. Mim Kemal Öke, Ümit Yaşar Elif Özkan, Doç. Dr. Evrim Ölçer, Özgür Aras Tüfek
ve sevgili eşim Onur Tekşen
iyi ki varız!
Ve en büyük teşekkürüm, bana benden daha çok inanan, canım masaldaşım, canım hocam, dostum ve kız kardeşim Judith’e…
Bir cevap yazın