Dinlemek için buraya!
Yaşanan durumlara Güneş’in renginden ve sıcaklığından bak. Ne olursa olsun, fırtına da çıksa, kar da yağsa Güneş hep orada. Yargısızlık dediğin şeyin, içindeki güneşe sahip çıkmak olduğunu hatırla.
Denizdeki dalga gün gelecek bitecek, unutma. İçindeki rengarenk balıkları göreceğin günler için, sabrı kalbinden uzaklaştırma.
Bir şeyi bildiğin yanılgısından kendini şefkatle yanına oturt ve daima başlangıç zihninden başla. Elmanın içindeki yıldızı her defasında hayretle kucakla.
Güven güzel çocuğum, sezgilerine güven ve daima gözünü kulağından, kulağını burnundan, burnunu ağzından, ağzını ellerinden, ellerini ayaklarından ve yuvanı kalbinden ayrı tutma.
Çabasız bir merak içinde şimdi ellerindekini usulca bırak. Kaygının sesi, seni sımsıkı sardıysa ve nefes alamadığını düşünüyorsan, o sıktığın yumruklarını yavaşça aç şimdi. Tırnaklarının izleri avuçlarının içinde mi? Öp avuç içlerini ve bırakmışlığın hafifliğini kutla.
Olanı, geçeni, söyleneni, yapılanı gör, izle ve kendine sarılarak kabul et. Unutma yalnız değilsin. Kimse yoksa yanında ben varım unutma.
Bir ağaç kışa hazırlarken kendini, tüm yılın yorgunluğunu atar üzerinden, renkleri dönüşen yapraklarını usulca bırakır toprağa. Tutunma o dala. Zamanı geldi biliyorsun. Haydi, bıraksana. Yapmanın yolu olmaktır, hatırla!
Teşekkür Kavanozu’nu koy önüne ve önce kendine şükran duyduğunu yazarak başla. Biriktirdiğini düşündüğün o kağıtlar, senin hikayen unutma. Kavanozun kapağı açık, ateş böcekleri gibi yayılıyorlar etrafa ve sıcacık oluyor her yer senin varlığınla.
Ve son olarak, sendekini cömertçe paylaşmayı hatırla. Hesap yapmadan, o güzel kalbinin sesinde dinle kendi cömertliğini. Sahip olduklarını paylaş. Hiçbir şeyim yok, deme. O eşsiz gülümsemeni paylaş. Etkisini tahmin bile edemezsin.
Kendime ve kabul eden herkese benden hediye bu manifesto🖋
Hepimize yaşadığımız her an’ı fark etme cesareti dilerim.
Bir cevap yazın