Squirrel

  • giriş
  • merhaba
    • Öykü’nün öyküsü
    • kısa hikayelerim
  • mektup var!
  • hayatın masalındır
    • bisikletimle masallar
    • çocuklara masallar
    • büyüklere masallar
  • etkinlikler
    • masal geceleri
      • 26 Nisan 2019
      • 21 Aralık 2018
      • 19 Nisan 2018
      • 24 ŞUBAT 2018
      • 20 Ocak 2018
      • 22 Aralık 2017
      • 9 Kasım 2017
      • 20 Ekim 2017
      • 30 Haziran 2017
      • 12 Mayıs 2017
      • 17 Nisan 2017
      • 21 Mart 2017
      • 20 Şubat 2017
  • sosyal sorumluluk
    • “Bana Bir Masal Anlat Baba” Projesi
    • “Düşsel Uçurtmalar” Projesi
    • Kanserle Savaşan Kahramanlar
  • destek/sponsor olayım
6 years ago 5 kelime...

fayton, kekik, bisiklet, yokuş, müzik kutusu…

O gün adaya hangi duygularla gittiğimi nasıl açıklayayım sana. Vapurun camına başımı yasladığımda, yağmaktan yorulmayan bir yağmur vuruyordu camıma. İçerinin sıcağı, dışarının soğuğu ile birleşince karşıma çocukluğumun buğusu çıkmıştı.

Düz bir yol çizdim önce. Hafif yokuşu olan bir yoldu bu. O ince yokuşlu yolu çıkarken burnuma kekik kokuları geldi yan bahçeden. Taze kekik kokusunu nerede duysam tanırdım. Evin ahşap bahçe kapısında ufak bir delik vardı. Oradan tüm merakıma yenik düşerek içeriye baktım. İki kadın yere serdikleri çarşafın üzerine taze kekikleri özenle yerleştiriyordu. Güneş'e selam vererek kurumaya bırakıyorlardı kekikleri. O küçük delik karşıma kocaman bir dünya açmıştı. Bahçenin avlusunda yerde oturan bir çocuk elinde ne olduğunu anlamadığım bir şeyle ilgileniyordu. Az sonra o şeyin müzik kutusu olduğunu kulaklarım dans ederken anlayacaktım. Sanki karşımda Edith Piaf canlanmış tüm o yakıcı içtenliği ile La Vie en rose söylüyordu. Çocuk müzik kutusunun kolunu çevirirken ben Edith Piaf’a saygıyla eğilirken arkamdan hızlıca bir fayton geçti. Atın ağlamaklı sesiyle irkildim ve o küçük delikli dünyamdan birden bu gerçekliğe atıldım. Bir tane hüzünlü atın çekmeye çalıştığı bu faytonun tekerleri öyle isteksiz dönüyordu ki! Sanki bir tek faytoncu bu durumun farkında değildi. O anda koşsam, arkasından yatişsem, faytoncu kardeşe durumu anlatmaya çalışsam diye düşündüm. Ama çoktan uzaklaşmışlardı. Yokuşa aldırmadan yükselen faytona öylece bakakalmıştım.
devamını oku

6 years ago dinlediklerim

yüreğinin rengi

yavaşça soluk alıyordu. ayakları kuma gömülmüş, ruhu yanıyordu. rengini kaybettiğinden bu yana hep bir arayış içindeydi. bilmiyordu. hissedemiyordu. ta ki siyahın gizilliğini keşfedene kadar...

en siyah halin en temiz an olduğunu hissetti o an. ayakları hala kuma gömülü şekilde duruyordu. kumun içinde gezinen yavru bir akrep büyümenin provasını yapıyordu. ayak parmakları önce yukarı sonra aşağı hareket ederken içinde hissettiği saf sevgiydi. kumların iç gıdıklayıcı dokunuşları gözünü açtırdı. siyahın elinden tuttu. vedaya hazırlanırken uzun kıvırcık saçlarını bir sağa bir sola salladı. kafasını göğe kaldırdı.
devamını oku

6 years ago altını çizdiklerim

İçimi dinlemem gerek diye düşünürken şu satırlar çıktı karşıma:

"Korkudan kaçamayız. Onu sadece, tüm heyecan dolu serüvenlerimizde bize eşlik edecek bir arkadaş haline dönüştürebiliriz...Her gün bir risk alın. Başardığınız anda kendinizi çok iyi hissedeceğiniz küçük veya cesur bir adım atın." Susan Jeffers

6 years ago kısa hikayelerim

bekleme(k) bir ömür zamanı…

Gecenin sessizliği sabahın güneşiyle canlansın istemiştim. Biraz sıcağa ihtiyacım vardı. Gün aydı ama içim ısınamamıştı. Güneş'in içine kapanması tüm düşlediklerimi askıya aldı. Neye üzülmüştü, neye canı sıkılmıştı bilemedim. Onu dinlemeyi o kadar çok isterdim ki!

Evin neşesi duvarlara çarparken oradan da üstüme sıçrıyordu. Fakat çok kayıtsız kalıyordum bu neşeye. Bu böyle gitmez, diye düşündüm. Gitmemeli! Biraz renk gerek, dedim. Biraz farklılık. Uzun zamandır elime almadığım boyalarımla zaman geçirmekti amacım. Taşlarımı çıkarttım. Sonra içimin bunu istemediğini anladım. İkindi olmuştu bile...Zaman, nasıl da hızlı koşmuştu sanki maratona hazırlanıyordu. Bence, artık nerede nasıl hareket edeceğine karar vermeliydi. Bazı anlarda da sağ olsun hiç gitmek bilmiyordu. Sohbete aç bir zaman gördün mü sen hiç? Ben haftanın altı günü onunla beraberim. Niyeyse kalan o bir günde de, "Ben maratona hazırlanmalıyım." deyip uzaklaşan bir zamana sahibim. Tutamıyorum ki azizim!
devamını oku

6 years ago altını çizdiklerim

bir Zen ustasının sözüyle içimde bir ferahlık belirdi.

"Hakikati aramanıza lüzum yok, kendi fikirlerinizi aradan çekin, o zaten ortaya çıkacaktır."

6 years ago kısa hikayelerim

beden perküsyonu

kulaklarım bir tını ile sarsılıyor. ama aynı zamanda tüm bedenimi saran bir enerji hissediyorum ve salınıyorum. ellerim, önce göğsümle sonra bacaklarımla buluşuyor. içimde oluşan titreşimi hissetmek müthiş bir deneyim. gözlerimi kapatıyorum ve hep hayalini kurduğum yeşil tepenin üzerindeyim. tepede hafif rüzgar başlamış ve benim geldiğimi görünce seviniyor, dokunuyor kıvırcık, kızıl saçlarıma...saçlarımın lülesinin içinden kıvrılarak geçiyor, adeta oyun oynuyor benimle, hissediyorum. göremiyorum, çünkü hala gözlerim kapalı. ellerim bedenimle buluşmasına kaldığı yerden devam ediyor. gözlerimin görmediği ama zihnimin yarattığı bir görüntü beliriyor tam da şimdi. ellerim bedenimle dans etmeye devam ediyor. yeşil tepenin ucundayım ve karşımda sonsuz bir mavilik. dalgalar balıklarla oyunlarına çoktan başlamış. çocukluğum diyorum çocukluğum. sabah uyanır uyanmaz, çocukluğumun arkadaşı L. ile evin arka bahçesindeki oyunlarımız geliyor aklıma. düşen asma yapraklarını toplayışımız, kırmızı toprağı da iç malzeme olarak kullanışımız ve dolma yapışımız... daha kahvaltı bile yapmamış iki gülen çocuğun güne başlamasının heyecanını öldürmemek gerek diye düşünüyorum ve iç çekiyorum. o sırada ellerim bedenimle dans etmeye devam ederken işte zihnimdeki görüntü de beni çocukluğumun heyecanına götürüyor. balıklarla dalgaları seyreyliyorum, bedenim titreşimine devam ediyor ve ağzım diyor ki;
devamını oku

Toplam 11 sayfa, 11. sayfa gösteriliyor.« İlk«...7891011
Öykü'den Mektup Var!

Merhaba.

Kendimi bildim bileli mektup ve kartpostal yazıyorum. Karantina günlerinde her şey ve herkes gibi zarflarım da bekliyor; ama yazacaklarım akıyor. Eğer sen de benden mektup almak hem de bunu yazılı ve sesli almak istersen buraya elektronik posta adresini yazabilirsin.

Instagram
…
Son Yazılar
  • AMSTERDAM-PARİS BİSİKLET TURU 14. ve 15. GÜN (Compiègne → Paris / 15-16.07.2016)
  • Olduğun Yerden Bağlan Hayata
  • HOŞ GELDİN MART
  • HOŞ GELDİN ŞUBAT
  • Günebakan Nasıl Örülür?
Son Yorumlar
  • Amsterdam-Paris Bisiklet Turu 1. Gün için Bir Hayalin İzinde - Evimiz Dünya
  • bir kirpiyi sevebilir misin? için adimlarim
  • bir kirpiyi sevebilir misin? için Osman Kitay
  • Amsterdam-Paris Bisiklet Turu 1. Gün için Bir Hayalin İzinde… | Evimiz Dünya
  • Amsterdam-Paris Bisiklet Turu 9. Gün için adimlarim
Arşivler
HAKKINDA
Yavaşlıyorum, fark ediyorum, hissediyorum ve dinliyorum… Çünkü; hayatımın masalım olduğunu biliyorum.
Katıl

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.

Diğer 55 aboneye katılın

2017 © adımlarım