Bir ormanın içine girebilecek cesareti bazen gösteremeyebilirsin. Girdiğinde, neden bu kadar beklemişim diyeceksin biliyorum. Eğer gelmek istersen benim hikayem ormanın içinde geçiyor. O güzel kalplerinin sesini dinleyip beraber yol alıyoruz ormanın nemli topraklarında, göğe kadar uzanan ağaçların arasında.
Yağmurdan sonra çam yapraklarının üzerinde kolye boncukları olmuş yağmur damlalarına dilimizi değdiriyoruz, bir kozalağın içinden çıkan mantarları hayretle ve sevinçle selamlıyoruz.
Ormanın içinden kıvrıla kıvrıla akan nehirin yanındaki masalcı kadını takip ediyoruz ve bizi birisiyle tanıştıracak oluşunu heyecanla izliyoruz.
Göğe bakıyorum, gördüklerimi anlatıyorum. Her şey mümkün diyorum her şey mümkün!
Gökte ne gördüğümü sen de merak ediyorsan sessiz ve acelesiz bir şekilde sabırla beklemeni diliyorum. Çok yakında tüm kitapçıların rafından alıp okuyacaksın ve belki de…
Sürprizi bozmayalım, beklemeye devam edelim.
Ve beraber adımlayacağız seninle, aramızda kilometreler olsa bile. Söz veriyorum.
Tüm sevgimle ve hayallerimle,
öykü
(Antalya Çocuk Kalbi’nde yaptığımız masal saati atölyesinden…)
Bir cevap yazın