Merhaba, Ocak ayı da geldi. Ocak videosunu izlemek içi buraya tıklayabilirsin.
Serinin diğer videoları için 👉https://bit.ly/36i2NOD
Bu tarz içerikler görmek istersen, yorumlara yazabilirsin. YouTube sayfama da ABONE olursan ne güzel olur (:
Bu ay; kapılar kapanır, kış içeri girmesin diye. Dışarıda da bulutlar kümelenir. Hele o bulut kümeleri farklı yönlere akıyorsa, birisi kuzeye birisi doğuya dönmüşse yönünü fırtına kopacak demektir.
Bu ayın dolunayına Kurt Dolunayı denir. Çünkü kurtların uluma vaktidir.
Ve Ocak yeni aya geçmeden önce badem ağaçları uykusundan uyanır. Dallarında ilk çiçekler açar. Rüzgarlı tepelerde de nergisler boy gösterir.
8 Ocak; Bocuk Gecesi
10 OcaK; Zemheri Fırtınası
14 Ocak; Karakoncolos Fırtınası
28 Ocak; Ayandon Fırtınası
31 Ocak; Balık Fırtınası
31 Ocak; zemherinin sonu
Karatavuk kuşunun baharı müjdeleyen şakımaları ile hoş geldin Ocak!
Canlı olan her şey hareket halindedir. Ve her hareket bir titreşim yaratır ve her titreşim bir ses yaratır. Kulaklarımızın duyma becerisi sınırlıdır. Etrafımızdaki sesleri çoğu zaman fark etmeyiz.
Ve bedenimiz...
İçimizdeki organların da bir titreşimi, sesi vardır. Bedenimiz hastalandığında ya titreşimimiz bozulmuştur ya da farklı bir titreşime geçmişizdir yani frekansımız değişmiştir.
Tekrar şifayı bulmak için frekansı dengelememiz gerekir.
Peki bu titreşimler, frekanslar nasıl dengelenir?
Müzikle, dansla, yogayla, dua ederek, yürüyüş yaparak, bir tohumu toprağa ekerek, şarkı söyleyerek, hikayeler anlatarak, masallar anlatarak, resim yaparak, yazı yazarak ve teşekkür ederek!
Yüreğimizin en içinden gelerek teşekkür ettiğimizde, bizim bozulan bir frekansımız varsa titreşimimiz dengelenir ve şifayı buluruz, şifaya kavuşuruz.
Bu kavanozda ne var?
Bu videoda onu anlattım. İyi seyirler ve beni dinlediğiniz için TEŞEKKÜRLER🌿
Merhaba, Aralık ayı da geldi. Aralık videosunu izlemek için buraya tıklayabilirsin.
Serinin diğer videoları için 👉 https://bit.ly/36i2NOD
Bu tarz içerikler görmek istersen, yorumlara yazabilirsin. Youtube sayfama da ABONE olursan ne güzel olur (:
Bu ay; ağaçlar uyur, bazı hayvanlar uyur, sular dahi uyur. Hasat bitmiştir. Ekim yapılmış, harman kaldırılmıştır. Artık Aralık'ta elde avuçta ne varsa onun iyiliği önemlidir.
Bu ayın hakim rüzgarları kuzeylidir. Büyükayı Takımyıldızı'nın kuyruğu da kuzeye bakar, kışı söyler. 8 Aralık'ta Karakış Fırtınası olur ve mevsim çarkını döndürür, zemheriyi getirir. Bu fırtınayla beraber, yağmur ve belki de kar beklenir.
Kışın karası olsa da kıyılarda, kış yaseminleri sarı çiçekleriyle beraber kasvet dağıtır. Doğu nergisi, andız otu, karahindiba, fındık bu ay çiçeklerini sakınmaz.
Uyku zamanı olsa da uyanışı da unutmaz Aralık. Yaprak döken ağaçların dallarından, en çok da meşe ağaçlarının dallarından yemyeşil sarkan ökse otları canlılığın, uyanışın kanıtıdır. Meşenin yaşama gücü öksede parlar. Derler ki; ökse, meşenin canıdır. Ağacından sökülürse baharda hiçbir dal uyanmaz.
Aralık'ta olgunlaşan öksenin camsı ve yapışkan meyvelerine kuşlar üşüşür. Kuşlara şerbet gelen, insana zehirdir. Ökse tohumu ne suda filizlenir ne düştüğü toprakta. Ancak bir kuşun gagasında meyve tohuma erişir. Bir ağaçtan başka bir ağaca kuşların gagasında taşınır.
Kış Gündönümü'nden önceki ve sonraki yedişer günde, denizlerdeki fırtınalar durulur. Çünkü Yalıçapkını kuşları geçiş yapar. Kış Gündönümü ne zamandır dersen? 21 Aralık'tadır.
Aralık'ta yuva her şeyden önemlidir.
Eğer hikayeler size gelirlerse, onları sevin. Ve ihtiyaç halinde onları başkalarına verin. Bazen bir insan hayatta kalmak için bir hikayeye yiyecekten daha çok ihtiyaç duyar.
🍁
Pastırma yazınla,
Fırtınalarınla,
Açtıracağın çiçeklerle,
İlkbahara dek dinlenecek ağaçlarınla
hoşgeldin🍂
Kasım videosunu izlemek istersen buraya tıklayabilirsin. Ve YOUTUBE sayfama da abone olur, yorum ve beğeni bırakırsan çok sevinirim. Yeni içerikler üretmem için bu desteğin çok önemli.
Sesli dinlemek için spotify podcastimi takip edebilirsin. "Sesli Hikayeler"
Yaşadım
Erik ağaçları şahidimdir yaşadım.*
Bahçelerinde koştuğum, duvarlarından atlayıp dizlerimi
kanattığım, saklambaç oynarken üzerine düştüğüm frenk yemişleri şahidimdir
yaşadım.
Büyüdüğüm köyü sattılar.
İçinde yüzmeyi öğrendiğim arıkları yıktılar.
Pamukların yumuşak beyazını, dikenlerin içinden çekip
çıkarttığım tarlaları yaktılar.
Yüzünü güneşe dönen, ilahi aşkı vücudunda taşıyan ve yeri
geldiğinde boynunu büken günebakanlarımı kırdılar…
Yaşadım.
Üzerinde kendimi büyüttüğüm topraklara asfalt döktüler.
Kendi kalplerini de ziftle kapladılar.
Ahırın yanındaki saman balyalarına sırt üstü uzanıp bakıp
hayal kurduğum gökyüzünü kararttılar. Yüreğimdeki şarkıyı paylaştım, göğü
aydınlatırım dedim, susturdular.
Yaşadım.
Çakıllarında oturup dalgaların hikayelerini dinlediğim
denizin akını siyaha boyadılar.
Eteklerinden başlayıp döne döne tepesine çıktığım dağları
deldiler, parça parça ruhunu kestiler.
Dallarında yaprakların danslarına eşlik ettiğim ormanları
yaktılar, daha ölmemiş köklerinin üzerine evler, oteller yaptılar. Şimdi
içlerinde nefes alamıyorlar.
Yaşadım.
Öpüp kokladığım, gözlerine bakınca ormanlar, denizler,
göller gördüğüm hayvanları öldürdüler, ateşte döndürdüler, ağızlarından içeri
sokup midelerinde öğütemeden bıraktılar küçük bir delikten.
Yaşadım.
Buna yaşadım denirse yaşadım dostlar.
Her gün yeni bir gün dediler, oysa ki içinden geçtiğimiz
an’ın değerini hep ertelediler.
Şimdi önümde bir fincan, rengi sarı, içinde yaşadıklarımın
karartısı.
Karşımda bir çift göz, güneşle el ele tutuşmuş bir toprak
gibi bakıyor ve tüm bu yaşadıklarımın içinde elini uzatıyor, kalbimi tutuyor ve
gülümse diyor…
Yaşadım
Ve
Şimdi
Yaşıyorum diyorum.
*Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun bir cümlesine selam olsun.
Başlangıç zamanıdır ve Hazan Mevsimi'ni başlatır Eylül...
Işığın kırıldığı, yaprakların döküldüğü, turnaların bulutların önünden geçtiği, kestanelerin fırtınalarla döküldüğü aydır.
Ve gece ile gündüzü yan yana getirip, yeni bir yılı başlatandır. Evet doğru duydun. Eylül bazı kültürlerde yeni yıl olarak kutlanır. Çünkü hasat zamanından sonra doğaya şükran duyulur ve aynı zamanda yeni tohumlar atılmadan önce toprak dinlendirilir. Bu aradaki geçen süreç Eylül'e denk gelir ve bu yüzden bir arınma, kapanış vaktidir. Ardından da yenilenme getirir. Yeni kapı açtırır.
Ve eylülün sonunda, mevsimleri çeviren tahıl-bitki ruhu yeraltına çekilir. Ta ki ilkbahara kadar kendini göstermez. Bu yüzden ilkbaharda diriliş kutlamaları sonbaharda da şükran uğurlamaları yapılır. Ve bu uğurlamaların en bilindik kısmı da helva, aşure benzeri bol malzemeli yemekler, ekmekler pişirip dağıtmaktır.
E ne diyelim o zaman; açtığın yeni kapı ile hoşgeldin Eylül...
Eylül ayı videomu izlemek istersen buraya tıklayabilirsin. Ve YOUTUBE sayfama da abone olur, yorum ve beğeni bırakırsan çok sevinirim. Yeni içerikler üretmem için bu desteğin çok önemli.
Bahçeler, tarlalar sundukları nimetleri vermeye hazır. Onları toplayacak eller evlerinde değil. Toprakta devam ediyorlar emek vermeye...
Özgürce, bulutların gölgesini takip edeceğiz,
sulu meyveleri dallarında yiyeceğiz,
açan çiçekleri, yağan yağmurları yollarımızda görüp hissedeceğiz,
koşarak, coşkuyla arkadaşlarımızla hamama koşacağız.
Göreceksin.
İstiridyenin ve yılanın ağzına, yağmur damlaları girmeye hazır.
Peki sen hazır mısın bugün, şu an oluyor olana?
[Yazıyı okurken dinlemek de istersen buraya dokunabilirsin.]
Hatırlıyorum annemin; "Kızım çantana yedek hırka koy." dediği o sabahı. Nereye gittiğimi bildiğinden mi yoksa beni gözünden sakındığından mı bilemem, ama o yedek hırka çantamdaki yerini belki de bu yüzden alıyor olabilir mi yıllardır?
Son Yorumlar