Merhaba,
Size; bire bir ve grup olarak gerçekleştirdiğim atölye çalışmamı tanıtmak istiyorum. İçinde şiddetsiz iletişim, hikaye, anlatıcılık, yazıyla terapi, hareket, mindfulness, sanatla dışavurum alanlarından pratikler bulunuyor.
Bu atölye kendinize yaptığınız farkındalık dolu bir yolculuktur.
Bu atölyede neler mi var?
✿ Bir hikayenin ipinden tutup kendimizle karşılaşacağız,
✿ Birbirimizi ve kendimizi koşulsuz dinlemeyi keşfedeceğiz,
✿ İletişim halinde olmanın sıcaklığını yaşayacağız,
✿ Müzikle bedenimizi harekete geçireceğiz,
✿ Kendimize, saçmalama hakkını tanıyacağız,
✿ Küçücük bir nesnenin ne anlatmak istediğini fark edeceğiz ve biz de onun hikayesini anlatacağız,
✿ Dansın güvenli ellerine kahramanımızı bırakacağız,
✿ Ve atölye sonunda "Hayatım Masalımdır!" diyeceğiz.
Katılmak için başvuru formunu doldurabilirsiniz:
Ve bu atölyenin tanıtım videosunu izlemek için youtube hesabımdaki paylaşımıma bakabilirsin.
Eğer içinde bir şeyler seni bu atölyeye çağırıyorsa hiç bekleme derim. Çağırmıyorsa, zaten daha zamanı gelmemiştir. Ben o zamanı da beklerim (:
Eğer hikayeler size gelirlerse, onları sevin. Ve ihtiyaç halinde onları başkalarına verin. Bazen bir insan hayatta kalmak için bir hikayeye yiyecekten daha çok ihtiyaç duyar.
🍁
Pastırma yazınla,
Fırtınalarınla,
Açtıracağın çiçeklerle,
İlkbahara dek dinlenecek ağaçlarınla
hoşgeldin🍂
Kasım videosunu izlemek istersen buraya tıklayabilirsin. Ve YOUTUBE sayfama da abone olur, yorum ve beğeni bırakırsan çok sevinirim. Yeni içerikler üretmem için bu desteğin çok önemli.
Tohum ayıdır Ekim.
Mevsim göçerlerine yol açan rüzgarlı bir aydır.
Güz içeri sokulur,
Saksağan kuşları müjdeli haber verir,
Flamingolar dans eder,
Saka kuşları şarkı söyler,
Fırtınalara kapı açılır...
Ekim videosunu izlemek istersen buraya tıklayabilirsin. Ve YOUTUBE sayfama da abone olur, yorum ve beğeni bırakırsan çok sevinirim. Yeni içerikler üretmem için bu desteğin çok önemli.
Sesli dinlemek için spotify podcastimi takip edebilirsin. "Sesli Hikayeler"
Yaşadım
Erik ağaçları şahidimdir yaşadım.*
Bahçelerinde koştuğum, duvarlarından atlayıp dizlerimi
kanattığım, saklambaç oynarken üzerine düştüğüm frenk yemişleri şahidimdir
yaşadım.
Büyüdüğüm köyü sattılar.
İçinde yüzmeyi öğrendiğim arıkları yıktılar.
Pamukların yumuşak beyazını, dikenlerin içinden çekip
çıkarttığım tarlaları yaktılar.
Yüzünü güneşe dönen, ilahi aşkı vücudunda taşıyan ve yeri
geldiğinde boynunu büken günebakanlarımı kırdılar…
Yaşadım.
Üzerinde kendimi büyüttüğüm topraklara asfalt döktüler.
Kendi kalplerini de ziftle kapladılar.
Ahırın yanındaki saman balyalarına sırt üstü uzanıp bakıp
hayal kurduğum gökyüzünü kararttılar. Yüreğimdeki şarkıyı paylaştım, göğü
aydınlatırım dedim, susturdular.
Yaşadım.
Çakıllarında oturup dalgaların hikayelerini dinlediğim
denizin akını siyaha boyadılar.
Eteklerinden başlayıp döne döne tepesine çıktığım dağları
deldiler, parça parça ruhunu kestiler.
Dallarında yaprakların danslarına eşlik ettiğim ormanları
yaktılar, daha ölmemiş köklerinin üzerine evler, oteller yaptılar. Şimdi
içlerinde nefes alamıyorlar.
Yaşadım.
Öpüp kokladığım, gözlerine bakınca ormanlar, denizler,
göller gördüğüm hayvanları öldürdüler, ateşte döndürdüler, ağızlarından içeri
sokup midelerinde öğütemeden bıraktılar küçük bir delikten.
Yaşadım.
Buna yaşadım denirse yaşadım dostlar.
Her gün yeni bir gün dediler, oysa ki içinden geçtiğimiz
an’ın değerini hep ertelediler.
Şimdi önümde bir fincan, rengi sarı, içinde yaşadıklarımın
karartısı.
Karşımda bir çift göz, güneşle el ele tutuşmuş bir toprak
gibi bakıyor ve tüm bu yaşadıklarımın içinde elini uzatıyor, kalbimi tutuyor ve
gülümse diyor…
Yaşadım
Ve
Şimdi
Yaşıyorum diyorum.
*Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun bir cümlesine selam olsun.
Merhaba, güzel gözleriyle bu satırları
okuyan ve dinlemeye hazır kulaklarıyla sesimi dinleyen sevgili sen...
Bu, senin için yazdığım ilk mektup
sanıyorsun ama aslında her an bir şeyler fısıldıyorum sana. Mesela iyi ki,
varlığına şahidim. Düşünsene sen olmasaydın mutfağının pencere önünde duran
fesleğene kim can suyu verecekti? Sen olmasaydın bahçendeki kediye, kuşa kim
sevgi verecekti? Sen olmasaydın yan odadan sana ihtiyacı olduğunu haykıran
kardeşe kim sarılacaktı? Sen olmasaydın komşun Hüsniye ablanın kapısını çalan
olmayacaktı. Sen terzi Hüseyin abiye çay demleyip, o çayı termosla götürensin,
sen Ayla ablanın yufka dükkanının önünden geçerken, yeni çıkmış yufka
kokularına adımlayıp, zamanla dans edensin. Belki de bir ülkede yapayalnız
kalansın, balkonsuz olansın ve pencerenin dış köşesine yuva yapan kırlangıçları
fark edemeyensin? Belki sevdiklerinden uzakta, bir sese ihtiyaç duyansın? Ve ne
olursa olsun sen, kalbinin kahkahalarını dudaklarınla buluşturan ve kahkahaları
kulaklarına kavuşturansın. Sen gözlerinde bir dünya yaratan ve iyiye, güzele
odaklanıp özünle bağlantı kuransın. Hayalle gerçeğin karıştığı bu günlerde,
gerçekle hayali bin bir renge boyayan ve her şeyin mümkün olduğuna inanansın.
Ve ben ne şanslıyım ki, bu satırları sana yazıyorum.
[Yazıyı okurken dinlemek de istersen buraya dokunabilirsin.]
Hatırlıyorum annemin; "Kızım çantana yedek hırka koy." dediği o sabahı. Nereye gittiğimi bildiğinden mi yoksa beni gözünden sakındığından mı bilemem, ama o yedek hırka çantamdaki yerini belki de bu yüzden alıyor olabilir mi yıllardır?
Bir hayalin izinde atılıyor adımlarım.
Hayalbaz öğretmenler bir araya geldi, kütüphanesiz okul kalmasın, dedi. Önce İstanbul'da çok sayıdaki devlet okulunda kütüphane oluşturdular. Sonra hikaye dinlemeyen çocuk kalmasın dediler ve Masal Zirvesi düzenlediler, masalların yaşamımızdaki tılsımlı renklerinden bahsedecek ortam yarattılar.
Masal Zirvesi'ne konuşmacı olarak davet edildiğimde çok heyecanlanmıştım. 900 öğretmenin karşısında hem konuşacak hem masal anlatacaktım.
Derin nefes aldım derin nefes verdim ve başladım anlatmaya. İyi ki de anlattım. devamını oku
Merhaba,
evet bu etkinlik yazısının bendeki önemi ayrı tılsımlı.
1 yıldır veganım ve bu yıl Didim'de 3. yılı olan vegan festivaline hikaye anlatmam için ben de davet edildim.
Onur'un konuşmacı olarak davet edildiği bu festivalde ben de hikayemi paylaşma alanı bulmuş oldum.
Kalbimdeki onca hikayenin arasından son dönemde beni değiştiren ve bana dönüşen Güneş'in Doğuşu masalımı paylaşmak istiyordum, çünkü biliyordum ki ben yüreğimde saklanan hikayemi ve şarkımı paylaşırsam aydınlanacak çevrem. devamını oku
Son Yorumlar